EĞLENCE
Çiftlikköy ilçesinde deniz kenarı boyunca uzanan sahil yolu ve çevresinde birçok kafeterya, çay bahçesi ve lokanta bulunmaktadır.
Ayrıca, yazın akşamüstleri sahil yoluna kurulan, gecenin geç saatine kadar açık olan standlardan, çok çeşitli hediyelik eşyalar bulabilirsiniz.
Sahil yürüyüş yolu, sabah ve akşam yürüyüşleri, bisiklet yolu ve yürüme yolu ile hem spor hem de gezinti amaçlı olsun, çok keyifli bir atmosfere sahiptir.
Özellikle hafta sonlarında, Sahil Yolu ve Halk Plajı, sahip olduğu Piknik ve Mesire Alanları ile çevre illerdeki birçok insanın uğrak yeri olmaktadır.
ALIŞVERİŞ
Çiftlikköy İlçesi, yerleşim alanı olarak, Türkiye’nin en işlek yollarından biri olan, Yalova-İzmit D-100 Karayolu üzerinde olması sebebiyle, bu yol üzerinde çok çeşitli lokantalar, “kendin pişir kendin ye”, “piliç çevirme” tipi restoranlar, tatlıcı ve lokumcular, hediyelik eşya satan marketler, yüksek bir kalite seviyesine sahip olan sera ve saksı çiçekçileri bulunmaktadır.
Ayrıca büyük markaların alışveriş merkezi de bu yol kenarında bulunmaktadır.
Türkiye’nin gözde mekânlarından biri olan, Çiftlikköy İlçesi sınırları içinde yaklaşık 12 adet firmanın benzin istasyonları, çoğu ihtiyacınızı giderecek kapasitededir.
TARİHİ VE TURİSTİK DESTİNASYONLAR
Çiftlikköy sahilinde, Başkent 1 Sahil Sitesi içinde bulunan Kara Kilise’nin MS.6. yüzyılda hamam, 8 ve 9.yüzyıllarda kilise olarak kullanıldığı, bazı kaynaklarda ise Roma dönemine ait bir su mimarisi olduğu söylenmektedir. Sahilde, dönemin ileri gelenlerinin yazlık sarayları vardı. 11 ve 12.yüzyıllar Pylai’nin en güzel dönemleri kabul edilir. Kara Kilise civarında çıkarılan stel ve buluntular, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Gacık köy meydanında bulunan 17. Yüzyıla tarihlenen tescilli hamam 2015 yılında restore edilmiştir. Köy meydanında Atatürk'ün köyü ziyaret ettiğinde gölgesinde dinlendiği tescilli iki çınar ağacı ve tarihi dokuya uygun olarak yenilenen köy çeşmesi bulunmaktadır.
İsmini aldığı rengârenk laleleri ile ünlü Laledere Köyü, Yalova’da çiçek üretimini başlatan ilk köy olması açısından yörenin en önemli köylerinden biridir. Sırtını yeşil dağlara yaslayan, seyir terası ile dikkat çeken Laledere, renkli köy yaşamı ile bilinmektedir. Seyir terası ile dikkat çeken bu şirin köyün Yalova kent merkezine uzaklığı 15 kilometredir.
Yeşil Mavi-yol güzergahının önemli yerleşimlerinden biri olan Dereköy, kolay ulaşılabilirliği, bozulmamış dokusu ve otantik köy evleri ile ile bilinmektedir. Şeftalisi ve elmasıyla ünlüdür. Yaklaşık 500 yıllık geçmişi olduğu söylenen köy, adını her tarafından dere geçtiği için almıştır. Köyün üst kısmında yer alan mesire alanı ve suyu her daim içilebilen Kocakiraz çeşmesi ve mesire alanı köylüler ve gelen turistler tarafından kullanılmaktadır.
150–200 yıllık bir geçmişe sahip olduğu sanılan Burhaniye, Yalova’ya 27 km uzaklıkta yer almaktadır. köylerinin en doğudaki sınır köyüdür. Rizeli göçmenler tarafından kurulduğu bilinen köy, Kurtuluş Savaşı sırasında kahramanlıkları ile anılır. Burhaniye direnişçilerinden Abdulkadir Efendi’nin mezarı Burhaniye’de bulunmaktadır. Ormanlık, sebze ve meyveciliğin yaygın olduğu Burhaniye, bolca yetişen fasulyesi, iri çilekleri, tatlı ve sulu kirazları ile ilgi çeker. Köy girişindeki alabalık tesisi yemek molası için uygundur.
Çukurköy de yer alan otantik köy evleri ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
16.Yüzyılda İstanbul Beyazıd Camii’nin yapımı sırasında, inşaatın kereste deposu olarak kullanıldığı söylenen köyün adının da bu tarihlerden kaldığı söylenir. Yaklaşık 600 yıllık olan camiinin avlusunda bir mezar kitabesi bulunmaktadır. M.Ö.500 tarihlerine ait olan ve Yalova Açık Hava Müzesi’nde bulunan bir stel de, buranın geçmişinin daha eski tarihlere dayandığını belirtmektedir.
Kabak yetiştiriciliğinden dolayı Kabaklı adını aldığını söylenen köyde, meyve yetiştiriciliği ve balcılık da yapılmaktadır. Köyün adıyla ilgili bir başka rivayete göre de Denizçalı köyünden bir kişi düşman askerlerini kovalarken kafası kopmuş, daha sonra kafasına kabak geçirerek düşman kovalamaya devam etmiş, Kabaklı köyü ismi verilen yere gelince köyün kadınları; “Bakın, adamın başında kabak var”, dediklerinde adam yere düşmüş ve tılsım bozulmuş. Başı kesilen adamın kafası Denizçalı köyünde, bedeni ise; Kabaklı köyündeki Dede mevkiinde, dolayısıyla her iki köyde de mezarı bulunmaktadır. Bu olaydan dolayı da köyün adı Kabaklı olarak kalmıştır. Kabaklı Dede Yatırı da köy mezarlığında bulunmaktadır.